EKONOMİ CAN ÇEKİŞİYOR

avatar

img_0.7988545871335863.jpg

Ben ekonomimizi her ekonomistten dinledim. Dinlediğimi seyrettip hep de şaşırdım. Ekonomi dağınık ve halk perişandı. Ekonomimiz bütün hafifliğiyle ortadaydı. Üreticiler birbirinden kopmuş iki çözülmüşü sergiliyordu. Eriyen, dağılan bu üreticiler ve birleştirici olmayan ekonomi vardı ortada. Ortadaki ekonomi üreten musiki sesini kaybediyordu. Çünkü Amerika doları sadece ülkemde bizi sarhoş edendi. Benim toplum kendini Türk lirasıyla değil ancak dolar ile yaşamaya alıştırıyordu. Türk liram ve kendi ekonomim yokken, kendi ülkem de yok idi. Çünkü paramız dışarıda kağıt olarak cüzdanda taşınıyordu. Açıkçası doları sahibine vermiyor ve biz de sahip olduğumuz Türk lirasına sahiplenmiyorduk. Bu içinde yaşadığımız ekonomiye kesilen bir ceza idi. Yoksa bu ceza bilinçli mi yapılıyordu? Dün bir toplantıda bu ceza mı, yoksa gaflet mi canlı olarak yaşandı. Sel gelmiş büyük millet meclisini alıp götürmüş ama bizim ekonomistler meclisin kapısını ne renk boyayalım diye tartışıyordu. Şimdi bu ekonomistlere bakıyorum, hiçbiri benim ekonomistim değildi. Değilken, ekonomimiz bu ekonomistlerle tüm rüsvalığıyla kendini ayaklar altına alarak çiğnenme rezilliğini göze alabiliyordu. Rüsva ve rezilliğini kendine nasıl saygı payesi olarak görebilirdi ki? Kendi parasıyla yaşamayan, kendi kafasıyla düşünmeyen bir hayat benim için bir yaşam olabilir miydi? Acaba bu yaşam şekli kendimize acıyarak bakmak değil miydi? Çünkü bize gösterilen ekonomi hep aldatma ve hep düşmanca arzuların içindeydi. Zamanı boşa harcatma arzusu… Ama halktan şikayet edeb kimse yok. Herhalde halkın gözünü boyayanlar bu halka kendini nasıl tanıtacağını çok iyi öğrenmişti...

img_0.7681908709452849.jpg



0
0
0.000
0 comments