YAZDIKLARIM 2

Zarar olanla meşgul olurken, andımızda olan ilkeleri icraata geçirmeyi unutmuştuk. Unutulanlar alkışlanırken, birileri bu durumumuzdan hoşnuttu. Aslında alkışlarken alkışladıklarına suç ortağı oldular… Ve suç ortakları bu mirası hak etmeden kazanırken, hiç büyümedi. Büyümedi çünkü miras köksüz ve meyvesiz iken alkışlanmıştı. Zaten ne dalı verdi, ne de meyvesi… Kökü ve meyvesiz bizim toplum tek amaçta toplandı. Sadece kolay yoldan kazanmak… Ülkede manzara böyle iken kim demiş meslek sahipleri kaldı diye? İdareci ve milletin vekilleri, milletini kolay hayatta mesleksiz olmaya çağırmakta... Allah göstermesin mesleksizlere her şey olabilir ve her şey de başa gelebilir. Çünkü mesleksiz ve sanatsız iken, hamamdaki çıplaklar gibi kalmakta… Ve ayaklarının altında sabunla dolaşmakta... Her an bir sabuna basmak kaderde var artık. Çünkü meslek sahipleri sanat kuyruğundan çıkıp sadece kolayca olanın kuyruğuna takıldı. Sanat ve sanatkarın hayalleri dertleriyle suya düştü. Bu kadar dertle felaket başa gelirse elbette ki mesleğine kimse yanaşmayacak. Çünkü meslek sahipleri kolay para kazanın kapısında köle olmak kader... Ülkede bilim adamının kaderi daha da beterin beteridir. Alın yazıları bildikleriyle horlanmak ve aşağılanmak... Ve hepsi de para sahiplerinin emrinde bahtsız yığın... Hain ve rezil ifadeyi kullanmak istemiyorum ama sadece kolay haram paranın peşindeyiz… Desene sanatımızla mesleği hakkımızı ret ederken, işe yaramaz olmaktayız. Çünkü bize zenginlik cezp edici bir imajda sunuluyor. Ki zenginlerin çoğu cahil iken, saygı duyulup ona şapka da çıkartılmakta… Hayret ettiğim para sahibinin bir tek benim mi göremediğim vasıfsız özellikleri var? Ya ben cahil kaldım, ya da para sahibinin kerametini görecek kadar daha büyümedim.